Çarşamba, Ekim 29, 2025

BİLDİRİLER

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRKİYE’DE KIZLARIN EĞİTİMİ

Prof. Dr. F. Dilek Gözütok

“Her politik düzen: kendi varlığını sürdürmeye yönelik bir eğitim sistemini amaçlar.”

Tarihî metinlerden ve sanat eserlerinden Eski Türklerde kadın ve erkek arasında tam bir eşitlik ve kadının devlet yönetiminde söz sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Zaman zaman çeşitli nedenlerle bu statüde bazı geriye gidişler olmuşsa da Anadolu kadını toplumdaki statüsünü yüzyıllarca korumaya devam etmiştir. İslamiyet’in yorumlanmasından kaynaklanan bazı uygulamalara karşın Türk kadını yaşamın her alanında erkekle beraberdir ve etkindir. Türk toplumunda “ana” ve “kadın” saygındır. Ekonomik ve sosyal düzende kadının payı büyüktür. Geleneksel ve kültürel değerlerle donanmış Türk kadını Kurtuluş Savaşı verilirken erkeklerle birlikte hem cephede hem cephe gerisinde amansız bir mücadele vermiştir. Büyük fedakârlıklarla verdikleri savaşım, Türk kadınlarının yeniden erkeklerle eşit haklara sahip olmasında çok önemlidir. Mustafa Kemal 1925’de “Türk kadını nasıl olmalıdır?” sorusunu “Türk kadını dünyanın en münevver, en faziletkâr ve en ağır kadını olmalıdır. Ağır sıklette değil; ahlâkta, fazilette ağır, vakur bir kadın olmalıdır…”diye yanıtlamıştır. Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu 1923 yılını izleyen ilk 10 yılda gerçekleştirilen reformlar, kadının yurttaşlık hakları kazanmasını, Türk toplumunun yeniden yapılanmasını sağlamış, böylece büyük bir toplumsal değişim gerçekleştirilmiştir. Laik hukukun benimsenmesi ile kadınların eğitim, çalışma yaşamı, siyaset gibi kamu alanlarında yer almasının önü açılmış,  eşitlikçi kamu politikaları ile devlet bu katılımı özendirmiş ve desteklemiştir.

Cumhuriyetle birlikte Türk kadınını doğrudan etkileyen reformlar:

  • Eğitimi tek yapı altında toplayarak kadınlarla erkeklere eşit eğitim olanakları sağlayan Tevhid-i Tedrisat Kanunu (1924),
  • Kıyafet Kanunu (1925), *Türk Medeni Kanunu  (1926),
  • Yatısız ortaokullarda tedrisatın muhtelifleştirilmesi/karma eğitim (1926)
  • Yerel (1930), ve genel (1934) seçimlerde Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkı birçok batı ülkesinden önce tanınmıştır.

Atatürk’ün “Kadınlarımız da âlim ve teknik bilgi sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün tahsil derecelerinden geçecekler, sosyal hayatta erkeklerle beraber yürüyerek birbirlerinin yardımcısı ve koruyucusu olacaklardır.” sözleri Cumhuriyet reformlarının başarısında öncü olmuştur. İşgalci güçlere karşı savaş sürerken 15-21 Temmuz 1921’de 180 kişiden fazla bir katılımcının yer aldığı Maarif Kongresi, Ankara’da dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver başkanlığında yapılmıştır. İlk defa erkek ve kadınların bir arada toplandığı bu kongreye Mustafa Kemal cepheyi bırakarak ulaşmış ve Milli Eğitim tarihine geçecek “En önemli, en esaslı nokta eğitim meselesidir. Çünkü eğitim bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum halinde yaşatır ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder.” söylevini yapmıştır.

Cumhuriyetin ilanıyla uygulamaya konan Kemalist ilkelerin en önemlisi, kadını toplumun etkin ve eşit bir üyesi yaparak yeniden “Türk Kadını” kimliğine kavuşturmaktır. Atatürk Devrimleri Osmanlı geleneğinden kopmayı, Batılı ve laik bir düzen oluşturmayı, hukuk alanındaki yeniliklerle kadınların çeşitli mesleklerde ve kamu alanında varlık göstermelerinin altyapısını hazırlamıştır. Erken Cumhuriyet döneminde toplumsal dönüşümde kadınlara önemli sorumluluklar yüklenmiş; kadınları toplumsal dönüşüme hazırlama gereği ortaya çıkmış; gerekli olan örgütlenme, karma okulların yanı sıra kız okulları ile sağlanmıştır. Kız Enstitüleri, ABD’li eğitim uzmanı John Dewey’in önerisi ve 1927’de Omar Buyse’nin hazırladığı “Teknik Öğretim Hakkında Rapor” doğrultusunda 1928-1929’da Maarif Vekâletine bağlı olarak kurulmuştur. Güzel Sanatlar Akademisinin programını hazırlaması ve ders vermesi için Türk Hükümetinin davetiyle Türkiye’ye gelen, Maarif Vekâletinde “Modern Eğitim Binalarının Yapımı İçin Danışman Mimar” olarak görev yapan İsviçreli mimar Ernst A. Egli 1927’de İsmet Paşa Kız Enstitüsü’nü ve Kız Lisesi’ni tasarlamıştır. İsmet Paşa Kız Enstitüsü, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin yanında, Kız Lisesi, Türk Tarih Kurumu, Etnografya Müzesi gibi kentin önemli kültür ve eğitim binalarının bulunduğu alanda, Atatürk Bulvarı üzerinde, kentin merkezindedir. Okulun kurulma amaçları genç kız ve kadınlara özgü sanatlarda, ticarette, modern hayatın gerekliliğinden doğan sosyal yaşamda yer bulabilmeleri için onları bilgili, kültürlü, aydın ve becerikli ev kadınları olarak yetiştirmenin yanında, kadının iyi bir mesleğe sahip olması ve ekonomik anlamda güçlenmesi ve iyi bir vatandaş olmasını sağlamaktır. Kızlar “modernlik/asrilik” kavramlarının içeriğine uygun olarak. Batı tarzı giyim kuşam, görgü, ev yönetimi, mutfak kültürü gibi konularda eğitilmektedir. Çeşitli konularda yurt dışından eğitimciler getirtilmiş, başarılı öğrenciler eğitime gönderilmiştir.

1935’te Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde açılan Kız Enstitülerine ve Akşam Kız Sanat Okullarına atölye ve meslek dersleri öğretmeni yetiştirmek amacıyla Kız Enstitüsü mezunlarının devam edeceği Kız Teknik Öğretmen Okulu (2 ve 3 yıllık) kısmı açılmıştır. Bu okul Ankara’da meslekî ve teknik öğretime öğretmen yetiştirmek için açılan ilk okuldur. Mezun olduğu Kız Enstitüsünün öğretmenler kurulundan onay alan genç, akademik sınavı kazandıktan sonra bir hafta süren yetenek sınavında ve yapılan görüşmede de başarılı olmalıydı. Kız Enstitüleri hizmet verdikleri şehir ve kasabalarda, kullandıkları malzemeler, uyguladıkları yöntemler, düzenledikleri sergi ve defilelerle beğeni kazanmış ve bölgenin gelişmesinde önder olmuştur. Kız Enstitüleri 1963-1964 öğretim yılına kadar beş yıl “esas” ve ortaokuldan sonra iki yıl “özel” bölümleriyle öğretim hizmeti veren Kız Enstitüleri ortaokula dayalı üç yıl süreli Meslek Lise’lerine dönüştürülmüştür.

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı dört yıllık eğitim ve öğretim veren “Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu” 18.06.1982’de 2809 sayılı Yasa ile değiştirilerek kabul edilen 28.03.1983 tarihinde çıkarılan 41 sayılı KHK ile Mesleki Eğitim Fakültesi’ne dönüştürülerek Gazi Üniversitesi’ne bağlanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı yıllar içinde meslek liselerine öğretmen atamalarını iyice azaltmış, buna karşın plansız bir şekilde sayıları ihtiyacın çok üzerinde artırılmış olan Mesleki Eğitim Fakültesi ise atanamayacak sayıda öğretmen mezun etmeyi sürdürmüştür. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Bakanlar Kurulu’nun 2009 yılında aldığı bir idari kararla, Türkiye’de mesleki ve teknik eğitim alanında öğretmen yetiştirme politikaları bir kez daha değiştirilmiştir. En son 2009 yılında öğrenci alan ve varlıklarını, mevcut öğrenciler mezun olana kadar sürdürecek olan Mesleki Eğitim Fakültesi tarihe karışmıştır. 13.11.2009 tarih ve 27405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/15546 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, Gazi ve Selçuk Üniversiteleri bünyesinde yer alan Mesleki Eğitim Fakülteleri yerine Sanat ve Tasarım Fakülteleri kurulmuştur.

Cumhuriyetin ilk 10 yılında “Eğitim seferberliği” kapsamında bir yandan örgün eğitim kurumları yapılandırılırken topyekûn gelişimi sağlamak amacıyla eğitim hizmetlerinden hiç yararlanamamış ya da çok kısa süre eğitim görmüş yurttaşlar için de yaygın eğitim çalışmaları başlatılmıştır. Kadın eğitiminde başlangıçta adı Kız Enstitüsü (KE) olup yıllar içinde Kız Meslek Lisesi(KML), Kız Teknik ve Meslek  Lisesi(KTML) vb. isim ve program değişiklikleri ile örgün eğitim kurumları ve bu kurumların bünyesinde açılan yaygın eğitim programları ile ülkenin çağdaşlaşmasında önemli hizmetler verilmiştir. Kız Enstitüleri ve yaygın eğitim okulları ve kursları Cumhuriyetin “Türk Milliyetçiliği”ni ve “Batı Medeniyeti”ni özümsemiş “Üretken Kadınlar” yetiştirmeyi amaçlayan,  en önemli kurumlardır. “Kız Enstitüsünden mezun olanların yaşam profiline ve tarzlarına bakıldığında neredeyse tamamında Kemalist ideolojinin milliyetçi, seküler ve Batılı değerlerinin özümsendiğini gözlemlemek mümkündür”(Çağlayan,2018) Kız Enstitülerini yapılandırmada temel amaç, Cumhuriyet ideolojisini toplumda sağlam temellere oturtmak, ulus devlet kavramının, milliyetçiliğin, vatandaşlığın içselleştirilmesini kadınlar ve aile üzerinden sağlamaktır. Yurt Bilgisi Dersinin bir amacı, “Türk topluluğunda her yönden erkekle eşit bir varlık olan Türk kadınına vatan, millet ve devlet şuurunu kazandırmak, vatandaşlık haklarını, aileye, vatana, millete ve devlete karşı ödevlerini göstermektir.”

“Kız Enstitüsü mezunlarının modern ‘Cumhuriyet Kadını’ imajı 1960’lara kadar sürmüştür”(Cindoğdu ve Toktaş, 2006; Akt:Gökşen, Yükseker, Alnıaçık ve Zenginobuz,2011,s.11) Dönem dönem ülkeyi yönetenlerin gericileştirme çabalarına karşım “1960’lara gelindiğinde KE’lerden mezun olan öğrenci oranı genel ortaöğretimden mezun olan öğrencilerin oranının iki katını bulmuştur”(MEB, 1993). Kız Enstitüleri ve Kız Teknik Meslek Liselerinde Okul ve Öğrenci Sayıları: 1927-1928  2 okul 456 öğrenci,1937 10 okul 1737 öğrenci, 1947 43 okul 8200 öğrenci,1957 82 okul 12292  1967 126 okul 9686 öğrenci, 1977 212 okul 31246 öğrenci, 1987 289 okul 43120  öğrenci  1997 402 okul 73610 öğrenci. Okul sayısı 2004’te 545’e, 2007’de 650’lere ulaşmış; örgün eğitimde öğrenci sayısı ise yüzbinleri bulmuştur.

Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak “Aydın Türk Kadını”, iyi anne, iyi eş yetiştirmeyi  hedefleyen KE’leri, bir yandan kız çocuklarının okullulaşmasına, diğer yandan kadınların istihdama katılmasında yaşanan sorunların çözümüne katkı sağlamıştır. Ev dışında istihdam edilen ya da edilemeyen KE mezunu kadınlar ülkeye sağlıklı ve aydınlık evlâtlar yetiştirmiş, üst düzey bürokrat eşi olanlar giyimiyle, bilgi ve becerileriyle, sosyal davranışlarıyla topluma model olmuştur. Tezcan’ın (1982;133) anlatımıyla “…bu kursları bitiren köy kızlarının ve kadınlarının toplumsal statüleri yükselmektedir. …kursları bitirenlerde eski çekingenliklerini atıp bir kimse ile doğru dürüst konuşabilme, bir topluluk karşısına çıkma, giyim kuşamında bir farklılık ve düzenlilik, estetik bir görünüş egemen olmaktadır. Toplumsal değişme sürecine görgü ve bilgileriyle bir katkıda bulunmaktadırlar. Tutumları davranışları bakımından kent ve kasaba kızlarına benzemektedirler.” Dünyada ve Türkiye’de meydana gelen değişmelere paralel olarak 1963’te KE’lerde program değişikliğine gidilerek bu okullar, Kız Meslek Liselerine dönüştürülmüştür. 2011’de yapılan “Kız Teknik ve Meslek Liseleri Kapsamlı Değerlendirme” araştırmasına göre KTML mezunlarının işgücüne katılım oranı %38, toplam katılım Türkiye ortalaması %26, ilköğretim mezunu ortalaması %18 ve genel lise mezunu ortalaması %29 olduğu belirtilmiştir(Gökşen, Yükseker, Alnıaçık ve Zenginobuz,2011).

Mesleki Teknik Eğitimde NEREDEN NEREYE?

Değişen her hükümet kadın eğitimini, mesleki teknik eğitimi kendi anlayışına göre değiştirmiştir. Bu gün KML türü okullara bir Milli Eğitim Bakanının “Nitelikli/Niteliksiz Okul” nitelemesine göre, nitelikli okulların sınavlarını kazanamayanlar kaydolmaktalar. Bazıları karma olan bu kurumların öğrencilerinin bir kısmı mezun olduklarında staj yaptıkları kurumlarda çalışabilmektedir. Haftada bir gün okulda 4-5 gün bir kurumda eğitim verildiği belirtilen MESEM’lerde ekonomik durumu zayıf olan ailelerin çocukları asgari ücretin %30-%50’si ile çırak olarak çalışmaktadır. MESEM kapsamında 14-17 yaş aralığında işletmelerde çalıştırılan bu çocukların Çocuk Haklarının ihlâl edilmesi, iş kazalarının sıkça basında yer alması, bu çocuklara ödenen paranın işsizlik fonundan ödenmesi Eğitim Sisteminde gelinen durumu göstermektedir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında eğitmenlik kurumu, köye öğretmen yetiştirme, halk evleri, ardından köy enstitülerinin açılması, hizmet vermesi ve kapatılması kalkınma yönünde arayışlar, ilerlemeler ve bazen de duraklamalardır. Dr. Reşit Galip, Millî Eğitim Bakanlığı döneminde(1932) yaptığı birçok atılımla birlikte “Gezici kurslar aracılığı ile köylülerin aydınlatılmasını”(Binbaşıoğlu. 2005:314) önemle vurgulamıştır. Nüfusun %75-80’inin köylerde yaşadığı  yıllarda öğrenim yaşını geçirmiş ve eğitim hizmetinden yararlanamamış yurttaşlara eğitim vermek üzere Gezici Köy Kursları yapılandırılmıştır. Okuma yazma öğretmenin yanı sıra kazandırdığı becerilerle üretken birey ve cumhuriyet değerlerini benimseyen vatandaşlar yetiştirme amacıyla 1938’de  Köy Kadınları Gezici Kursları (KKGK), 1939’da Gezici Köy Erkek Kursları ve 1940’da Yapı Kursları başlatılır. 1938- 1939-1940’da yalnızca bir KKGK varken bu sayı 1950’de 379’a ulaşır.

1957’de KKGK sayısı 612 idi ve sayıları hızla artan bu kurslara öğretmen yetiştirme sorunu yaşanmaktaydı.  MEB 18-23 Mart 1957’de topladığı 6. Millî Eğitim Şûrası’nın konusunu “Mesleki ve Teknik Eğitimle, Halk Eğitimi” olarak belirlemiştir. Şûrada oluşturulan alt komisyonlardan biri olan “Halk Eğitimi Komisyonu”, cehaletin Türkiye gündeminden silinmesini amaçlamıştır. Komisyon, raporunda halk eğitimi yoluyla “toplum kalkınması seferberliği” başlatılmasını önermiştir. “Kız Teknik Öğretim Komisyonu” ise diğer çalışma konularına ek olarak “Köy Kadınları Gezici Kurslarının Sorunları ve Çözüm Önerileri”ni tartışmıştır.

Bu tartışmaların ve önerilerin de etkisiyle 27 Mayıs 1960’ın ardından KKGK’ların sayısı 1960’da 654 (öğrenci sayısı:15171), 1965’de 795 (öğrenci sayısı:17863), 1970’de 1547 (öğrenci sayısı:36800), 1975’de 2378 (öğrenci sayısı:47236) ve 1980’de 3588 (öğrenci sayısı:61.550) olmuştur. 1957’de toplanan Altıncı Milli Eğitim Şûrası komisyonlarının “Toplum Kalkınması Seferberliği” başlatılması ve KKGK’ların öğretmen gereksiniminin karşılanması önerilerine dayalı olarak bazı girişimler başlatılmıştır. “İstanbul Bakırköy ve Ankara İsmet Paşa  Kız Enstitüsü’nde 250 Kız Enstitüsü mezununa “Köy Kadınları Gezici Kurslarına Öğretmen Yetiştirme Kursları” açılmıştır. Üç ay yoğun olarak eğitim alan KE ve KML mezunu kursiyerler belgelerini almışlardır”(11.03.1963 Milliyet Gazetesi). 1970’e kadar bir yandan bu tür yoğunlaştırılmış öğretmen yetiştirme programları devam ederken 1964’de Isparta’da, Edirne’de ve Hacıbektaş’da “Gezici Kadın Kursu Öğretmen Yetiştirme Merkezi” açılmıştır.

Köy Kadınları Gezici Kurs Öğretmeni Yetiştirme Merkezleri, Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğüne bağlı olarak açılmıştır. Bu kurumlara meslek dersi öğretmenleri Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu ve Kız Sanat Öğretmen Okulu mezunlarından atanır. Bir öğretim yılı parasız yatılı olarak hizmet veren bu kurumlara KE/KML’lerden mezun olup, Öğretmenler Kurulunun “öğretmen olabilir” kararını verdiği başarılı, iyi ahlâklı ve vatansever gençler kabul edilir. KML’lerin çeşitli bölümlerinden mezun olan bu gençlere birinci dönem mesleki yeterliklerini geliştirici bir program uygulanır, ikinci dönem bu programa ek olarak yetişkin eğitimi, öğretim yöntemleri, öğretimi planlama ve köylerde öğretmenlik uygulaması dersleri verilir. Bir yıllık öğretimin ardından mezunlar, mecburi hizmetlerini yerine getirmek üzere özellikle devamlı öğretim yapan bir meslek okulundan yoksun bulunan köy, bucak ve ilçelerde yaşayan, şehirlerdeki okullara gidemeyen ve bu yüzden eğitim göremeyenlere, “Temel Eğitim ve Mesleki Eğitim”in uygulamalı, ucuz ve yaygın bir eğitim yolu olan “Gezici Kurslar” aracılığıyla gerçekleştirilmesi için bu özellikteki il ya da ilçelerin KML/KTML’leri bünyesine atanırlar.

Atamalarının yapıldığı KTML’lerde göreve başlayan bu genç eğitim ordusu KKGK öğretmenleri okul müdürü, il/ilçe Millî Eğitim Müdürlüğünün ortak çalışması ve desteği ile ihtiyaç duyan köy/bucak/nahiye ya da ilçelere gönderilirler. Okul müdürü bir önceki yıl KKGK öğretmeninin teslim ettiği öğretim materyalinin de hizmet verilecek yere ulaştırılmasını sağlar. Her ay KKGK öğretmeni maaşını kadrosunun bulunduğu KE/KTML öğretmenleri ile birlikte alır. Okul müdürü yılda üç kez her bir KKGK öğretmenini denetler, düzenledikleri yılsonu sergisine katılır ve bu öğretmenlerin sicil amiridir. Ertesi yıl KKGK öğretmenleri gereksinime göre aynı yerde ya da daha çok gereksinim duyulan bir başka yerleşim yerinde görevlendirilirler. Yedi yıl başarılı sicil alan KKGK öğretmenleri maaşlı izinli olarak Ankara’ya, önceleri adı Kadın Meslek Öğretmen Okulu, daha sonra Kız Sanat Eğitimi Öğretmen Okulu olarak değiştirilen okulda iki yıllık eğitime alınırlar. Bu iki yıllık eğitim kurumundan mezun olan öğretmenler, zorunlu hizmetlerini yapmak üzere yine KE/KTML’leri bünyesinde hizmet veren Pratik Kız Sanat Okulunda ve gereksinim hâlinde KE/KTML’sinde  çalışırlar.

Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğüne bağlı olarak KML’lerin yönetim ve denetiminde yürütülen bu kurslar, 1981’de “1980 Askerî Darbesi”nden sonra Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü’ne bağlanmıştır. Bu kurslara öğretmen yetiştiren merkezler de 1977’de kapatılmış ve öğretmen kaynağı da kurutulmuştur. Böylece cehaletin Türkiye gündeminden çıkarılması amacıyla yapılandırılan  Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen GKKK’ları kapatılmış ve kurs öğretmenleri köyden çekilmiştır.

Cumhuriyetin ilanının,  devrimlerin ardından Cumhuriyet yönetimi Türk Mucizesi denebilecek büyük başarılar sağlamıştır. 1921’den 2001’e kadar geçen 80 yılda Türkiye Cumhuriyeti halkı ümmet olmaktan millet olma yolunda dünyaya örnek olacak başarılar göstermiştir. Bu başarıda eğitmenlik, köy kursları, köy enstitüleri, yüksek öğretmen okulu, köy kadınları öğretmen yetiştirme merkezi gibi yarattığı modellerin rolü çok önemlidir. Bu modeller; düşünen, sorgulayan, araştıran, üreten, eleştirel düşünen bireyler yetiştirdiği için, bazı kişi ve kurumları rahatsız etmiş ve önce yıpratılmış, daha sonra birer birer dönüştürülmüş ve sonunda kapatılmıştır. 2002’den sonra Yatılı İlköğretim Bölge Okulları (YİBO), köylerdeki ilköğretim okullarının çoğu taşımalı öğretime geçirilerek köyden öğretmen çekilmiş ve köyler Devleti temsil eden kişiler olarak imamlara terk edilmiştir.  

ÖNERİLER

Bugün muhalefette olan partilerde, üniversitelerde, yurt içinde ve dünyanın birçok ülkesinde eğitim alan, çalışan Cumhuriyet eğitiminin yetiştirdiği her meslekten çok nitelikli insanlar vardır. Üniversite mezunu, çeşitli yollarla öğretmenlik sertifikası almış, öğretmen ihtiyacı olduğu halde ülkeyi yönetenlerin kendi anlayışına uygun bulup atamadığı bir milyon kadar genç ülkesine hizmet etmeyi beklemekte. Bu insanlar ülkeyi yeniden Cumhuriyet değerlerine kavuşturmak, ülke kalkınmasına katkıda bulunmak için akılcı bir örgütlenme, vatansever bir liderlik beklemektedirler. Tarım ve hayvancılığı, sanatı, kültürü yeniden canlandırmak, oluşturulacak üretim alanlarına eğitim ve barınma hizmeti örgütleyecek projelerin gerçekleştirilmesinde görev almayı beklemektedirler. Türkiye Cumhuriyeti’nin birikimleri, yaratıcı projeler yaratma yeterliğine sahiptir. Ülke kalkınması için kurulan tarım, hayvancılık, verimli üretim, sanayi, teknoloji, bu alanların uygulamalı eğitimi vb. alanlarda bilim kurullarının ürettiği projeler, programlar bazı ülkelerin model aldığı tarihe mal olmuş projelerimizden yararlanarak uygulamaya konmalıdır. Bu gün muhalefette olan partiler, seçimi, iktidara gelmeyi, parlamenter yaşama geçmeyi beklemeden İzmir, Adana, Eskişehir, Mersin gibi büyükşehir belediyelerinde bu model pilot olarak uygulanabilir, değerlendirilebilir, geliştirilerek okullaştırılmalıdır.

Cumhuriyet Eğitiminin İlkelerine Uygun Eğitim İçin:

1) Öğretim Birliği, Temel Eğitim Yasası ve Türk Milli Eğitimi’nin Temel İlkeleri uygulanmalıdır.

2) Cemaat ve tarikatların elinde olan eğitim kurumları kamulaştırılarak MEB’e devredilmelidir. Yasalara uygun olarak cemaat ve tarikatlar yasaklanmalıdır.

3) 4+4+4 düzenlemesi derhal kaldırılmalıdır. Eğitim, zorunlu ve kesintisiz 1+8+3 bilimsel, laik ve demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır. 3-5 yaş çocukları için kamunun finanse ettiği bakım ve eğitim kurumları yapılmalıdır.

4) Laiklik ilkesi gereğince öğretim programından zorunlu DKAB dersi ve din içerikli dersler kaldırılmalıdır.

5) Bilimin yönlendiriciliğinde alan uzmanları ve eğitim bilimleri uzmanları tarafından hazırlanacak öğretim programları yeni kuşakları Kemalizm felsefesine uygun, çağın gerektirdiği akıl, bilim ve sanat ortamlarında 21.yüzyıl becerileri ile donatmalıdır.

6) Bilimsel ilkelere ters düşen “Öğretmenlik Meslek Kanunu” diye kabul edilen uygulamaya “Öğretmen Akademisi’ne derhal son verilmelidir. Bilimi temel alan öğretim programlarını başarıya ulaştırmak için mevcut öğretmenler ve okul yöneticileri donanımlı üniversitelerin katkılarıyla, onlara akademik unvan kazandırıcı hizmet içi eğitimden geçirilmelidir.

7) Bilimsel yöntemlerle yapılan ihtiyaç analizleri doğrultusunda ülke yeniden okullarla donatılmalı, atanmayan öğretmenlerin ataması yapılmalı, gerekirse başka meslekten öğretmenliğe geçenler kademeli olarak kendi lisans alanlarına kaydırılmalıdır.

8) Okul binalarında dinin gereklerine göre yapılan mekânlar (abdesthane, mescit) bilimsel eğitim ortamlarına dönüştürülmelidir.

9) Yeni yapılacak okul binaları bulunduğu yerin gereksinimine göre; çağdaş eğitim yöntemlerinin, bilim, teknoloji, tarım, hayvancılık, spor ve sanat uygulamalarının, astronomi, jeoloji, arkeoloji, turizm, doğa bilimleri gibi alanların tanıtılmasına ve denenmesine fırsat tanıyacak biçimde yapılandırılmalıdır.

10) Üniversiteler özerk yapıya kavuşturulmalı, bilim dışı uygulamalar, atamalar iptal edilmelidir.

Kaynaklar:  

Akşit,Elif,E. (2005) “Kızların Sessizliği/ Kız Enstitülerinin Uzun Tarihi. İstanbul. İletişim Yayınları.

Altunya. N.(2017). Ed. Bıkmaz. F. Cumhuriyetimizin Kültür ve Eğitim Politikaları “Türkiye’de Öğretmen

Eğitiminin Kurumsal Evrimi” ss.49-113 Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi. Yayın no:225. Ankara.

Altunya. N.(2020).Türkiye’de Eğitimin Son 100 Yılı. Eğitim-İş Yayınları.

Binbaşıoğlu,C.(2005) Türk Eğitim Düşüncesi Tarihi “Araştırmalar”. Anı Yayınları

Çağlayan.E.(2018) “Kemalizm’in Medeniyet Fabrikası” Tarih ve Gelecek Dergisi. Aralık 2018 cilt4.Sayı3.

Gözütok.F.D.(2017). Ed. Bıkmaz. F. Cumhuriyetimizin Kültür ve Eğitim Politikaları. “Cumhuriyet Döneminin ‘Kadın Eğitimi’ İçin Yapılandırdığı Öğretmen Yetiştirme Modeli: Köy Kadınları Gezici Kurs Öğretmeni Yetiştirme Merkezi”.ss.173-182. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi. Yayın no:225. Ankara.

Gözütok.F.D.(2017) Son 15 Yılda Eğitimde Gericileşme. Öğretmen Dünyası. Yıl:38 Ekim/2017 Yayıncılık. Ankara.

Gökşen,F.,Yükseker,D.,Alnıaçık,A. ve Zenginobuz,Ü. (2011) Kız Teknik ve Meslek Liseleri Kapsamlı Değerlendirme Notu. Koç Üniversitesi. Sosyal Politika Merkezi. İstanbul.

MEB (1968) Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğüne Bağlı Kadın Kursları Eğitim ve Öğretim Programı. İstanbul Matbaa Sanat Enstitüsü.

MEB (1993) Kız Teknik Öğretimde Gelişmeler II. Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğüne Bağlı Okulların Yıllara Göre İstatistik Bilgileri

Milliyet Gazetesi Erişim adresi:http://gazetearsivi.milliyet.com.tr/Arsiv/1963/09/11, Tarihi:7.10.2017.Sayı 45.

Milliyet Gazetesi. 11.03.1963

Tezcan, M.(1982) “Köy Kadınları Gezici Kursları ve Erkek Kursları Üzerine” Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi.Cilt:15. Sayı:1

Tezcan, M.(1970) “Memleketimizde Gezici Köy Kursları ve Bazı Sorunları Hakkında Birkaç Not” Eğitim Hareketleri. Cilt.16. ss.180-18

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir