Öğretmen Dünyası Haziran 2016 Sayı: 438 ss:45-48
Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu’na Açık Mektup İlköğretim 4, İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi Ders Kitabı
F.Dilek Gözütok* Mahiye Morgül**
Bu çalışmada: T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Kurulu tarafından 2015’de hazırlanan ”İlkokul İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi Dersi Öğretim Programı” doğrultusunda hazırlandığı onaylanmış olan, kitabın kapağında ”İlköğretim 4 İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi” yazan, ”Öğretim Materyali” olarak nitelenen kitabın, öğretim programına hizmet etmesi, eğitim bilimlerine uygunluğu ve hedef kitlesi olan 4. sınıfdaki çocuklara olabilecek etkileri açılarından değerlendirilmiştir.
Devlet Kitapları, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları 6084, Yardımcı ve Kaynak Kitaplar Dizisi 563 numara ile yayınlanan kitabın yazarları: Dr. Mehmet ÜLGER Dr. Mehmet Ali DOMBAYCI ve Yücel FEYZİOĞLU’dur. Yayınevi: MEB 2015 (Birinci Baskı) Kitap, Destek Hizmetler Genel Müdürlüğünün 01.10.2015 gün ve 9729430 sayılı yazısı ile 1.816.100 adet basılmış ve 4. sınıf öğrencilerine ücretsiz olarak dağıtılmıştır.
Programın genel amaçlarında; ”öğrencilere kavramsal bilginin öğretilmesinin yanında, insan hakları, yurttaşlık ve demokrasi ile ilgili temel değerleri kazandırmayı, bu bilgi ve değerleri bir yaşam biçimi ve kültür haline getirmelerini sağlamaktır” denmektedir. ”Böylelikle öğrencilerin haklarını öğrenecekleri ve talep edecekleri, bunlara ilişkin etik değerlendirme yapabilecekleri” belirtilmektedir.
Kısaca söylemek gerekirse; kitap dil yanlışları, yazım yanlışları, şiddet iletileri, gayrı milli örtük iletiler ve 9-10 yaşındaki çocuğa düş ile gerçek arasında git-gel yaşatacak masalları ile programın amaçlarına hizmet etmekten uzak olduğu gibi, kitap boyunca çocuğun aklı sayısız sessiz mayının tacizi altında tutulmakta, çocuğun aklı ve algıları darmadağın edilmektedir. Kitap aynı zamanda Türk çocuğunun milli varlığını da tehdit eder iletiler içermektedir.
Kitapta Hemen Göze Çarpan Yanlışlara İlişkin Açıklamalar
Kapaktaki Yanlışlar
Kapak resminde yer alan çocuk kafaları balon gibi yukarıda, bedenleri yok; böyle bedensiz kafa imajları çocuğun ruhsal dünyasını allak bullak eder. İnsan ve hayvan bedenleri böyle parçalanarak verilmez. Sadece ağız çizgisi olan ve bu
kadar basite indirilmiş insan çizimi akla ve eğitimde kullanıma uygun bir görsel değildir.
Her bir kafa imajında ağız çizgisinin farklı yönde olması (farklı düzlemleri üst üste bindirmek) bu resmi daha kaotik hale getirmiştir. İnsanoğlu farklı düzlemde yer alan nesneleri algılayamaz; böyle resimler karşısında boşluğa düşmüş hissine kapılır ve panik yaşar. Oysa eğitimin amacı çocuğa panik yaşatmak olamaz.
Panik yaşayan çocuk bu ruhsal sıkıntıyı kendine yaşatan okula ve topluma güven besleyemez. Çocuğa karşı toplumsal görevini yerine getirmeyen bir okul (bir devlet) ile karşı karşıya kalan çocuk, yaşadığı topluma ve devlete güvenini kaybettiğinde ise ona hiçbir şey öğretilemez.
Altı üniteden oluşturulmuş kitabın her bölümünün ilk sayfasına aynı kapak tasarımında olduğu gibi koparılmış, üst üste bindirilmiş ve bazıları beyaz, bazıları boyanmış kafa çizimleri yerleştirilmiştir.
İç Kapaktaki Yanlışlar
Verilen bilgide anlatım yanlışı bulunmakta ve sayfanın başındaki anlatım ile sayfanın eteğinde yer alan anlatım arasında tutarsızlık görülmektedir.
“İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi” dersi eğitim aracında yer alan masallar Yücel Feyzioğlu tarafından derlenmiş ve kaleme alınmış olup; yazarlar tarafından dersin amaçlarına uygunluğunu sağlamak üzere gözden geçirilmiştir.
…. Milli Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Kurulunun 18 .09.2015 gün ve ….
sayılı yazısı ile öğretim materyali olarak kabul edilmiştir.” İç kapakta yer alan bu anlatımlar arasında;
- Tutarsızlık vardır. Bu bir ders kitabı olduğu halde adına “eğitim aracı” ve daha sonra “öğretim materyali” denilmektedir. Hazırlanan ŞEY(!) kitap, eğitim aracı ya da öğretim materyali kavramlarından hangisinin özelliklerine göre hazırlanmıştır?
- Bu kitapta derleme masallar varsa, bu bir ders kitabı değil demektir. Çünkü masal diliyle anlatılan şeyler çocuğun hafızasına yaşama dair bilgi olarak işlemez. Masal, yani “bir varmış bir yokmuş”, imajında gerçek hayatta böyle şeyler olmaz demektir. Oysa burada beklenen eğitimle çocuğa okulda ve okul dışındaki hayatında hakları, özgürlükleri, görev ve sorumlulukları öğretilmesi gerekmektedir. (Masalların öğretimde kullanılmasının çocuklara etkileri konusunda yapılmış olan bilimsel araştırma sonuçları verilecektir)
Eğitimin işlevleri arasında çocuğun gerçek hayatla bağını kurmak ve ayağını sağlam yere bastırmak bulunmaktadır. İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi dersinde çocuğun toplumla bağını kurmak gerekirken, kitapta yer verilen derleme masallarla çocuğu hayal aleminde gezdirileceği daha baştan ilan etmiştir.
“İçindekiler” Sayfası
Bu sayfa olumsuzluk yüklü kötü resimlerle doludur. Birinci ünitenin tanıtımında ayağı kaymış, dengesini kaybetmiş düşerken, korku içinde, orası burası kan ve çamur içinde resmedilen bir çocuk bulunmaktadır. Çocuk kendini böyle hayal etmek istemez, böyle bir kitabı da okumak istemez.
Bütün ünite başlıkları yazılarında harfler kuralsızdır ve aralarında uyum yoktur. Örneğin; BİRİNCİ ÜNİTE yazım hatalarıyla dolu. Harfler arasında uyum yok, karakterler farklı, dikkat dağıtıcı. BİR-İNCİ gibi okunuyor. ÜNİTE sözcüğünde
T harfi çok tuhaf, okunaksız. Bitişteki “e” harfi çok rahatsız edici, vb. Evler, camiler çok kötü çizilmiş, hiç birinde denge yok. Böyle baş döndürücü resimler çocuğun önüne konamaz, çocuğun akli dengesi bundan zarar görür.
Beşinci ünite resminde kilise ile cami önünde papaz ile imam sol elleriyle tokalaşıyorlar ve nedense imamın çantasında yama var, öyle resmedilmiş. Bu ünitede verilmek istenen şeyi 9-10 yaşındaki çocuk algılayacak hazırbulunuşlukta değildir.
Türkçe Yazım Hataları ve Genel Yanlışlar
- Paragraf düzeni olmaması çocukta kuralsızlık algısı yaratır. Paragraf düzeninin metin sonlarında ‘Bilgi Edinelim’ bölümlerinde farklılaşması tutarsızlıktır, yanlış örnektir.
- Sayfa numaraları ünite adının önüne getirilmiştir; bu tasarım kural dışıdır. Burada sayfa numarası sanki ünitenin numarasıymış gibi algılanabilir ve akıl karıştırabilir.
- Her ünitenin ilk ve ara bölümleri renkli zemin üzerine çizilmiş kötü resimler ve renkli zemin üzerine bazen beyaz bazen açık renkle yazılmış yazılar bulunmaktadır. Zemin – yazı renginin birbirine yakın tonlarda olması yazıların okunurluğunu olumsuz etkilemektedir.
- Metinlerde punto farkları olan ve renklendirilmiş cümleler bulunmaktadır. Bu durum dikkat dağınıklığına neden olmakta ve bütünü görmeyi engellemektedir. Ayrıca, göz merceği değişik renk ve puntoya göre aniden kendini açmak veya kısmak zorunda kalacak; dolayısıyla metin gözü yoracak ve fiziksel olarak göz sağlığına zarar verecektir. Bunlar da bir tür çocuğa yönelik fiziksel saldırıdır. Renklendirilmiş sözcüklerde ise peş peşe sarı-kırmızı- yeşil (s.26-27) renkleri kullanılmıştır.
- Metnin içinde geçen bir sözcüğü resimlendirmek, s.18’deki gibi, mercimek kasesi resmetmek; yazı ile resim kolaj yapılmışsa, resim alanı açmadan doğrudan yazının içine resim sokulmuşsa, burada ciddi sorun var demektir. Çocuğun aklı resimdeki renkli sıcak çorbaya gider, yazılanları okuyamaz anlamakta zorlanır.
- Metni yarım bırakıp devamı çocuğa bırakılıyor. Bu kitap Türkçe kompozisyon eğitimi verilen kitap değildir. Metnin bitişi yazar tarafından anafikir çıkartacak şekilde tamamlanmış olmalıdır. Ünite başlığıyla bağlantısının kurulması gerekir. Bu eksik kalıyorsa çocuk yarım kalmışlık duygusu yaşar, bu da çocukta ruhsal gerilim yaratır.
- “Sağlık ne?” gibi hatalı sorular var. (S.18) Bu başlıkla ilgili açıklama, sayfalar sonra 23.sayfada “meraklısına” diyerek yapılıyor. Anlam kaymasına yol açan bir durumdur. Yazarın çocuklarda kavram karmaşası yaratmaya hakkı yoktur.
- Ders kitapları içerisinde “Meraklısına” diye bir bölüm olmaz. Çünkü her çocuk okusun diye yazılır ders kitapları. Bu metinle hiç ilgisi yokken Terekemeler hakkında açıklama yapılmakta, burada da ana konunun dışına çıkılmaktadır.
- “Sağlık Ne?” sorusuyla başlayan bir metnin sonunu sağlık hakkıyla bitirmesi beklenirken ilgili ilgisiz düşünme sorularından sonra Terekeme şairin ilgisiz bir şiiriyle bitiriyor. Bu yapılan çocuğun aklını dağıtmaktır.
Burada yeri olmayan ve Türk Edebiyatı dersinde Lise yıllarında Türk halk şairleri içerisinde ele alınabilecekken burada 4.sınıf çocuğuna “Terekeme şairler” diye bir yeni dosya açıyor; Türk milletini etnik parçalara ayırmaya yönelik bir çabayla yazıldığını düşündürüyor.
- S.30: Kars’tan Urfa’ya kadar Kürtler “Kırk günün beyliği” adlı bu masalı anlatırmış… Önceki ünitede Terekemelerin, burada Kürtlerin coğrafi sınırları da anlatılıyor. Hazindir, etnik farklılıkları vurgulaması yetmedi coğrafi olarak da sınırlar çiziliyor!
- S.36: Hazreti Hazer adlı masal bir önceki “Kırk günün beyliği” adlı masalın devamıymış… Bir masal veya bir okuma metni ikiye bölünerek iki ayrı konu başlığı altında verilemez, bütünü parçalayarak işleme yöntemi diye bir yöntem, eğitimde yoktur. Devamı haftaya, dizi film gibi ve her bölümün adı başka… Dizi filmlerden ders kitaplarına yeni bir model transfer edilmektedir. Akıllara ziyan bir yöntem keşfedildiği anlaşılıyor.
- S.62: Meraklı Çocuklar İçin bölümünde bu masl için ”Anadolu Masalı” denmektedir. ”Türkiye Cumhuriyeti” başlığı altında yer alan ansiklopedik (!) metinde bir kez bile TÜRK adı geçmemekte bunun yerine muğlak bir şekilde ”Milletimiz”(!) kullanılmaktadır. Türk çocuğu kendi milletinin adını kitaplarda görmeyecekse nereden öğrenecek? Muğlak cümlelere örnekler:
_” Yurdumuz-Anadolu-dünyanın ilk yerleşim yerlerinden sayılır.”
_”….Anadolu’ya 11. yüzyıldan itibaren milletimiz yerleşmiş, diğer halklarla kaynaşmışlardır.”
_” Milletimiz Anadolu’ya geldikten sonra da bu çalışmalar devam etmiş.”
_”Kürtlerle ortak yurdumuz Türkiye’dir.”(S.30)
Türkiye Büyük Millet Meclisine girmiş birileri Anayasadan Türk sözcüğünü çıkarmaya çalışırken, bu kitabı yazanlar da çocukların öğrenmesini engellemeye çalışıyor.
- S.65: Hareket ifade eden “zıp zıp zıplamak” sözcükleri resim gibi kullanılmış, renkli ve havaya zıplamış gibi farklı düzlemde yazılmış haldeler. Bir başka metinde de “bağırmak” bu şekilde hareketlendirilmişti. Yazı ile resim birbirine disiplin olarak karıştırılamaz, çocuğun aklı karışır.
Aynı metin içerisinde “zehir” derken zehir şişesi üzerinde H2SO4 yazısı okunuyor. Sülfirik asit şişesi metine girdirilmiş; böyle kolaj yazı olmaz, akla ziyandır. Çocuk da yazı yazarken aynısını yapmaya kalkarsa bu olacak şey değildir. Son yıllarda M.E.B. tarafından okullara ücretsiz olarak gönderilen Türkçe Okuma Yazma, Hayat Bilgisi vb. kitaplarda da benzer yanlışlar yer almaktadır.
- Paragraflarda anlatım birliği yoktur. Örneğin s.69:
“…..Bir kişinin başka bir kişinin yaşam hakkını ihlal ettiğini gördüğümüzde bunu en yakın güvenlik birimine bildirebiliriz.
……….insan hakları ile ilgili sorunların çözümleri için İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarına başvurulabilir;
………okul, hastane, çocuk bakım kuruluşları, valilik, kaymakamlık, karakol, itfaiye ve belediye gibi idarelerle yaşadığınız sorunlarla ilgili olarak Kamu Denetçiliği Kurumuna (Ombudsmanlık) başvuruda bulunabilirsiniz.
Burada ciddi bir bilgi yanlışı da vardır. Biri diğerine zarar verdiğinde bu yaptığının adı ”suç işlemektir”. Hak ihlali kavramını bile yanlış öğreten bu kitapta hak, adalet, özgürlük, eşitlik sözcükleri içi boş olarak anılmakta; insan hakları, çocuk hakları kavramları anlaşılır biçimde verilmemektedir. Kitap insan haklarını sorumluluğa bağlayan bir anlayışla yazılmıştır. Sanki sorumluluk alabilme yetisi olmayan insanların hakkı olmazmış anlayışının ürünüdür. Örnek
olarak verdiği masallar da yazıldıkları yıllarda hakim olan anlayışa paralel olarak bu görüşü desteklemektedir.
- S.75: Çuvaş masalı bahanesiyle Hıristiyan olduklarına kadar Çuvaşların etnik özellikleri açıklanıyor. Bu kitap vatandaşlık kitabı mıdır, geçmişi anlatan ülkeler coğrafyası mıdır, belli değil.
- S.86: Adalet ve Eşitlik ünitesinde, yine “meraklısına”, bir Ermeni masalıyla bağlantılı olarak tarihi ve coğrafi Ermenistan anlatılıyor. Bu kitapla etno- masallar diye yeni bir anlatı türü ders kitaplarına girmiş oldu.
- S.88: Kapağında “TC Anayasa” yazan, üzerinde ay yıldızı çarpık çizilmiş kırmızı kitap, metinde, kafesteki papağanın masal içerisinde “söz veriyorum” demesiyle eşleştiriliyor. Anayasanın böyle gelişigüzel hayvan masalı içerisinde kullanılması doğru değildir. Ayrıca, biri gerçek biri daha anayasa kavramının üretilmemiş olduğu bir döneme ait masal ile birlikte resmedilemez, çocuğun aklı masal ile gerçek arasında bocalar.
- S.110: “Başkortostan” Özerk Cumhuriyeti…. Bu ülkeden bir masal anlatılıyor. Ancak ülkenin adı “Başkurdistan” yazılması gerekirken böyle değil. Çocuklar bir başka yerde bu ülkenin adını farklı görünce şaşıracaktır, aklı karışacaktır; çocuğu şaşırtmak eğitim değildir.
Metnin içinde nüfusu oluşturan Başkurtlardan söz ediyor; “Nüfusun çoğunluğu Başkurt, Kazak ve Tatarlardan oluşmakla birlikte….” diyor. Bu durumda başlık ile paragraf arasındaki bu belirgin yazım farkı 9-10 yaşındaki çocuğu iyice şaşırtacaktır.
- S.196: “Çocukların aklı başından gitmiş” cümlesine çizilen resimde aklı başından gitmek diye bir karikatür var; insanın başının üst kısmı açık, bir şeyler
oradan uçuyor… Ders kitabında insanı böyle gösteren karikatür yapılması akıl dışı bir şeydir. Ürpertici böyle bir resme çocuk baktırılmamalıdır.
Masallar vahşet saçıyor:
Masalların hemen hepsi korku ve şiddet kavramları içermektedir.
Cadı, ejderha, zindan, Allahım kahret!
İstediğiniz yere kellemi asınız! Bunu paramparça ederdim!
Bütün bedeni vahşi kartallar tarafından oyulmuş, Ava gitmiş kürklerle dönmüş,
Toplanın birlikte tükürün,
Papağanın başını oracıkta koparmış, Ölüm cezası verilmiş,
Kız çocuklar el malı, bir kız kaçırıp evlendi,
Yol kesip adam öldürüyor, sürülere el koyuyordu, Hanımıza canımız kurban olsun,
Babam beni öldürür, seni öldürmezsem, Bir balık için adam öldürülür mü?
Yaşlıları öldürmeye başlamışlar,
Ölüm fermanı yağacak, şimdi canınızdan olacaksınız,
Ali kıran baş kesen vb. sözcüklerin kullanıldığı bir kitapla 9-10 yaşındaki çocuklara insan hakları, çocuk hakları, hayvan hakları, özgürlükler ve hukuk kuralları öğretilemez.
Kuşkusuz çocukların söz dağarını geliştirmek önemlidir. Ancak 9-10 yaşındaki çocuğa bu gün artık kullanılmayan sözcüklerle yazılmış masalları okutarak nereye varılacağı tartışılır. Bugün yetişkinler bile ataman, bahşi, berkut, bezek, evlek, ilbay, kurgan, kızan, nöker, papak, yarpuz, yılkı gibi birçok sözcüğün anlamını bilmeyebilir.
Düşünelim Tartışalım Soruları
Her bölümde çocuğu bıktıracak kadar karmaşık, bazıları çok basit, cevabı olmayan ve metnin ilgili kısmını ezberlemeyi gerektiren uzun sorular var. Pek çok soruda masaldan yola çıkarak gerçek hayatta “Sen de böyle yapar mıydın?” diye soruyor. Bu sorunun çok saçma olduğu söylenebilir. Çocuk bir masal okuyor ve arkasından gerçek soruyla muhatap edilerek çocuk için algılanması zor bir durum oluşturulmaktadır. Bu uygulama bilimsel bir eğitim yaklaşımı olamaz.
Çocuğun yaşının üzerinde sorular var. Örneğin: “Hapis cezasına çarptırılan biri kendi yerine başkasının hapis cezası almasını sağlayabilir mi?”
Kitapta Çocuğun Zihinsel Varlığına Yapılan Saldırı
Bu kitabın temel yanlışı çocuğun aklını dağıtmasıdır. Çocuğa masal ile gerçek hayat arasında git-geller yaşatıyor, çocuğu düş ile gerçek arasında tutuyor, çocuk iki arada kalıyor, aklı karışıyor. Çocuğun hayatla bağını zayıflatan bir durum söz konusudur.
Bu yapılan zihinsel saldırı çocuğa karşı işlenecek en büyük suçtur. Çocuğun zihinsel varlığını koruma hakkı diye bir hak tanımına acilen gereksinim vardır.
Bu kitap görünürde başkalarının haklarını öğretiyor, ama bu sırada çocukta kendini koruyacak akıl bırakmıyor. Bu gerçek bir hak ihlalidir ve ciddi bir suçtur.
S.12: Birinci Ünite Başlığında Hata
“En Güçlü Kim” başlığında GÜÇLÜ farklı düzlemde yazılmış, diğer sözcüklerle bağı kopartılmış haldedir. Benzer yanlışlar kitabın neredeyse tamamında bulunmaktadır.
Sözcükler arasında bağ kopartmak dikkat dağıtır, algıda azlığa neden olur. Kitap boyunca böyle birçok sessiz mayınla çocuğun aklı darmadağın edilmektedir. Çocuğun aklını dağıtmaya yönelik yanlışlar çocuğa yönelik şiddettir, bunu böyle algılamak gerekir.
Seçilen masal oldukça uyduruk; kirli pasaklı bir insandan masal kahramanı yapmak hiç akla uygun değil. Daha kitabın başında çocuk kahramanı böyle biri olan masalı okumak istemez. Abuk subuk diyaloglar, sokak diliyle “abla”lı konuşmalar, vb. kötü örneklerle dolu bir metin ve sonunda abuk subuk sorular var.
Başı ile sonu arasında hiçbir bağlantı olmayan metinle eğitim olmaz. Yazar buradan insan nedir sorusuna geçtiğini zannediyor, ama metnin başlığı ile hiç ilgisi yoktur. Çünkü metnin başlığı “GÜÇLÜ” olanı soruyor; bu nedenle başı ile sonu belirsiz olan bir metin kullanıldığı söylenebilir.
Ünitenin sonunda masalcı hakkında bilgi veriliyor ve ülkesi Dağıstan tanıtılıyor. (Ülkelerle ilgili verilen bilgiler de belli bir sistematik içinde yazılmamış. Bu haliyle henüz çok küçük olan 4. Sınıf öğrencisine kötü model olmaktadır.) Bunların bir ders kitabında yer almaması gerekir; çocuk hangi tür bilgi hangi kitapta yer alır, bunları karıştırır. Çünkü bilgiyi sınıflandırma(depolama), analiz etme ve sonra yapılandırma, zihinsel faaliyet
için önemlidir. Bu kitapta bilgiler çocuğun aklını allak bullak etmek üzere özel olarak karmaşık hale getirilmiş gibidir.
Kitap boyunca sayısız coğrafi bölgeden alınmış masallar var ve o kültürler hakkında tarih bilgisi ekleniyor. Henüz Dünya Coğrafyası, Anadolu ve Asya Tarihi bilmeyen 9-10 yaşındaki 4. sınıf öğrencisi bunları anlayamaz ve içselleştiremez.
Kitapta neredeyse adı geçmeyen Türk boyu kalmadı, bir o kadar da Türk olmayan kadim toplulukların adı geçti; bu kadar çok halk adı geçen bir yerde çocuk henüz tarih bilincinin verilmediği bu yaş düzeyinde, kendi Türk varlığını güçlü olarak hissedemez ve erken yaşta kimlik arayışına girer, aklı karışır. Kitaba bu açıdan bakıldığında dersin amacından uzak olduğu görülmektedir.
Kitabın Öğretim Programına Hizmet Etme Durumu
Öğretim programında ”dersin işlenişinde her bir kazanım için en az bir masal seçilir” denilmektedir. Çocukların yaşı küçük olduğu için derslerde masallara yer verilmesi iyi bir öneri olabilir. Ancak yüz yıllar önceki yaşamı anlatan masallarla, henüz insan hakları, vatandaşlık, özgürlük kavramlarının zihinlerde oluşmadığı dönemlerin masalları ile bu dersin öğretilemeyeceği bilinmelidir.
Öğretim programında (Y4.1.3.) ”…. Yaşama hakkı, can ve mal dokunulmazlığı, beslenme, barınma, oyun, dinlenme, eğitim, düşünce, kanaat, inanç vb. örnekler vermeleri sağlanır” denilmektedir. Her ne kadar programda gerçekleştirilmesi istenenler yetersiz ise de kitapta bu konulara yalnızca bazı sorularla değinildiği sanılmaktadır.
Olcay Saltık,(2015) A.Ü. Eğitim Bilimleri Enstitüsünde yaptığı doktora çalışmasında ”Derlenmiş Türk Masalları İle Sanatçılar Tarafından Kurgulanmış
Masalların Çocuğa Göreliliğin İncelenmesi” başlıklı tezinde ulaştığı sonuçlardan birkaçı aşağıda verilmiştir.
- Konular çocukların ilgisini çekecek, onlarda doğaya, insana ve yaşama yönelik duyarlık edindirecek bir anlayışı egemen kılmada yetersizdir.
- Olaylar iç içe geçen çatışmalarla yapılandırılmıştır. Bu durum çocukların ana konudan uzaklaşmasına neden olmaktadır.
- Çatışmalar çocukların anlama ve anlamlandırma düzeylerine, sevgi ve özgürlük gereksinmelerine uygunluğu açısından yetersizdir.
- Masallarda şiddetin, kaba gücün sorunları çözmede veya çatışmayı sonlandırmada etkili bir yöntem olduğu düşüncesi pekiştirilmektedir. Şiddet ve korku verici ögelerin sunuluşu çocuklarun duygu ve düşünce sağlığını olumsuz etkileyecek, onlarda duygusal örselenmelere yol açacak özellikler göstermektedir.
- Kahramanlar çocukların iyiye, doğruya ve güzele yönelmesine kılavuzluk edecek özellikler göstermede yetersizdir.
- Masallarda kadın geleneksel rollerde sunulmaktadır. Çağdaş yaşamın gerektirdiği rolleri tanıtmada yetersizdir.
Ders kitabı yazmak ve resimlemek çok ciddi bir iştir. Ders kitabı, çocuğun istediği her an elinin altında olan, yararlanabileceği ve doğru iletiler alması gereken bilgi ve duygu kaynağıdır. Ders kitabı yazmaya talip olanlar kitabı yazacakları yaş grubunun fiziksel, duygusal, sosyal ve zihinsel özelliklerini, yazdıkları disiplin alanının felsefesini, tarihini, dünyada kabul görmüş eğilimleri, eğitim psikolojisini, öğretim yöntemlerini, eğitim teknolojisini, çağın gereksinimlerini, özellikle son yıllarda bu konularda yapılan bilimsel araştırmaların bulgularını çok iyi bilen geniş bir ekip olmalı ve işbirliği içinde çalışmalıdır. Yanlış ve güncel olmayan bilgilerle yazılmış, çocukların zihnini terörize eden görsellerle çiziktirilmiş adına kitap dedikleri, yurttaşların vergisiyle yazdırılıp bastırılan ve ücretsiz olarak dağıtılan bu ŞEY! ler bir an önce çocuklarımızın önünden kaldırılmalı ve bu yanlışlarla çocuklarımızı zehirleyenlerle ilgili gerekenler yapılmalıdır.
*Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitim Programları Bölümü
**Eğitimci Yazar Müzikolog