Prof.Dr.F.Dilek Gözütok*
M.E.B. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın18.03.2016 tarihinde kendi web sayfasında kamuoyunun görüş ve önerilerine sunarak, 01.04.2016 tarihine kadar cevap beklediği ”Taslak Öğretim Programları” içinde yer alan 9-10-11 ve 12. sınıflarda gelecek dönemden itibaren okutulacağı belirtilen Program(!)lara ilişkin değerlendirmelerimi Eğitimde Program Geliştirme bilim alanı öğretim üyesi olarak aşağıda sunuyorum.
1. Hazırlanan bu yazılı dokümana teknik olarak ”Öğretim Programı” denemez. Çünkü:
a. Programın amaçları (bilgi yanlışlarının yanı sıra) edilgen ifadelerle belirtilmiş ve mantıksal tutarsızlıklar içermektedir.
b. Program(!) içeriğinin seçilmesi ve sıralanmasında, içeriğin seçilmesi ve düzenlenmesiyle ilgili ilkelerin yanı sıra, öğrenme ve öğretme ilkeleri göz ardı edilmiştir. Ders öğretmenine kılavuzluk etmekten uzaktır.
c. Programın kronolojik değil, tematik olarak hazırlandığı iddia edilerek tematik yaklaşım övülmüş ancak bu iddiayla çelişen karmakarışık bir ürün ortaya konmuştur. Tarih programının geliştirmesi gereken düşünme becerilerinin ilki ”Kronolojik düşünme becerisi”dir. Bilgi yapısı gereği olarak Tarih, kronolojik yaklaşımla öğretilmelidir. Büyük çelişkiler içeren, tarih bilim alanının önemli konularını yok sayan ve ayrıntıya önem veren bu metin Tarih ve Tarih Öğretimi alanında yetkin olmayan kişilerin elinden çıkmış izlenimi veriyor.
d. ”Öğrencilerin giriş davranışları, öğrenme şekilleri, alternatif ölçme ve değerlendirme sistemleri, alternatif sistemler, dereceli puanlama ölçeği kavramı yerine değerlendirme ölçekleri, geri dönütler, şahsiyet bilgisi, tematik” ve daha bir çok kavramın doğru ve yerinde kullanılmamış olması bu metni hazırlayanların eğitim bilimleri alanında yetişmiş olmadıkları izlenimi vermektedir. Adına program denen ve öğretmene öğretim sürecini planlamada kılavuzluk etmesi beklenen bir metinde bu tür bilimsel yanlışlar bağışlanamaz.
e. Ünite adı olarak belirlenen ifadeler Tarih disiplin alanının dışına çıkmakta ve ciddiyetsiz bir görüntü vermektedir. Örneğin: Alem ve İnsan Tasavvuru, Varlık ve Oluş, Mekan ve An, Her İnsan Bir Alem, Kendini Bilen İnsan, Saltanat ve Nizam, Din ve Devlet Birlikteliği, Cihad ve Fetih, Kanun ve Adalet, Maişet ve Hane Ekonomisi, Çarşı Pazar, Hane ve Kıyafet, Aş ve Mutfak, Zevk ve Sanat, Sanat ve Eğlence vb. başlıklarla tarih bilinci kazandırılacağı iddia edilmektedir.
2. ”Coğrafya” sözcüğü bir bilim alanının adıdır. Metnin hemen her yerinde ” sürdürdükleri coğrafyanın özelliklerini….., Farklı coğrafyaların……, …..belirli bir coğrafyanın tarihini… , ”farklı coğrafyalara ya da kültürlere mensup” türünden bir bölge, bir yer anlamında yanlış kullanılmıştır. Adına program denen ve öğretmene kılavuzluk etmesi gereken bir metinde böyle yanlışların olması Türkçeye zarar verir.
3. Metnin tamamında Türkçe dil ve anlatım bozuklukları vardır. Örneğin: ‘’genel eğitim kurumları’’, ‘’Vatandaşlık aktarımı yoluyla tarih öğretimi’’,’’Liberal demokrasiye sahip ülkeler’’, ‘’klasik, öğretmen merkezli tarih öğretimi’’, ‘’pratik hayat’’, ‘’belirli bir coğrafya ve ahalisinin’’, ‘’Selçuklu Devleti bahisleri’’, ‘’farklı aktörler ve faktörlerin birlikte rol oynadığını öğrenciye kavratabilecek çok perspektifli bir yaklaşım’’, ‘’ikili tiplemeler ile’’, ‘’tarih anlatısı’’ ‘’olumlu ve eleştirilen yönleri’’, ‘’klasik kronolojik anlayış revize edilmiş’’, ‘’manevi (fikri)’’, ‘’Proje başlanmadan’’, ‘’Şahsiyet bilgisi’’, ‘’insanın yeryüzündeki fiil ve amelleri’’, ‘’savaşma pratikleri’’,’’zikredilerek’’, ‘’Cumhuriyet devri Türkiyesi’’, ‘’Cumhuriyet Türkiyesi’’ gibi bazıları Türkçeyi kullanma yetersizliği, bazıları da ‘’Türkiye Cumhuriyeti’’ ni kabul etmeyen kafalardan çıkmış bu anlatım ve anlayış, 21.yy’da yaşayan 15-18 yaş aralığındaki gençlere öğretilmeye çalışılıyor.
4. Metnin tamamında ”Türk, Türkiye ve Dünya Tarihi”, ”Türkiye Tarihi” ifadeleri kullanılmış ve kafa karıştıracak bir biçimde Osmanlı Tarihi ile birleştirilmeye çalışılmıştır. Türkiye tarihi ifadesinin doğrusu, ”Türkiye Cumhuriyeti Tarihi”dir. Türkiye olarak adlandırılan Anadolu Yarımadasından ve Trakya’dan oluşan ülkenin sınırları Kurtuluş Savaşından sonra Cumhuriyetle belirlenmiştir. Cumhuriyetten önce Türkiye diye bir ülke yoktur. Türk toplumu vardır, Türkler vardır, Türk boyları vardır. 10. sınıf tarih dersi öğretim programı, ”Türkiye Tarihi” üst başlığıyla kronolojik olarak sıralanmış 4 üniteden oluşmaktadır. (Kronolojik sıralamada mantık yanlışları, atlamalar ve tematik olarak sıralandığı iddia edilen anlayışla çelişen)
1.Ünite:Yerleşme ve Devletleşme:Malazgirt’ten İstanbul’a (1071-1453),
2.Ünite:İstikrar ve Büyüme:Dünya Gücü Osmanlı (1453-1600),
3. Ünite:Kriz ve Dönüşüm:Değişen Dünya Dengeleri ve Osmanlı Devleti (1600-1774),
4.Ünite:Devrimler Çağı ve Yenileşme:Küreselleşen Dünyada Türkiye (1774-1974)
Üst başlığı ”Türkiye Tarihi ”olan, 4. Ünitesinin 1774-1974 yıllarını kapsadığı belirtilen metnin içinde Cumhuriyetin ilanı, devrimler, demokratik yaşam vb.den söz edilmemekte fakat NATO, Kore’ye asker gönderme ve 1933 Üniversite reformundan (yanlı olarak) söz edilmektedir.
5. Metnin tamamında ”Kadim Dünya”, ”Kadim medeniyetler”, ”Kadim Dünyada İnsan”, ”Kadim dönem”, ”dünya hayatı”, ”evrensel din”, ”islam içindeki ana akım mezhepler (sünnilik, şia)” ”kadim yazılı kültür dillerin” ifadeleri ile 2016 yılında 16-17 yaşındaki geçlere nasıl tarih bilinci kazandırılacağı merak konusudur.
6. Adına öğretim programı denen, sözümona 1071’den 1974’e kadar süren zaman diliminin tarihini öğrenciye tarih bilinci, tarih okuryazarlığı da kazandırmayı hedeflediği belirtilen bu metin belirlediği hedefe ulaşmak bir yana öğrencinin var olan tarih bilincini de alt üst edecek özellikte. Bu metinde, ”Osmanlı ile Cumhuriyet arasında bir çelişme yoktur tam tersine bir süreklilik vardır”, ”Medrese ve tekkenin birey ve toplumun talim ve terbiyesinde üstlendiği roller” diyerek tarih öğretmeyi değil, bilgileri çarpıtarak gönüllerine göre bir tarih yazmayı hedeflemektedir.
7. Bu metne göre; Mustafa Kemal Atatürk adında biri hiç dünyaya gelmemiş, Osmanlı toprakları işgal edilmemiş, Sevr yırtılmamış, Kurtuluş Savaşı diye bir büyük yurt savunması yapılmamış, Türkler Mustafa Kemal önderliğinde dünyaya örnek olan bir emperyalizm mücadelesi vermemiş, Misak-ı Milli çizilmemiş ve atürkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmamış. Bu metin, tarihi gerçekleri bilmeyen ya da inkâr eden sağlıksız bir kafayla yazılmıştır. ”Kemalizmi programlardan sileceğiz!” anlayışının hazırladığı ve yanlışlarla dolu bir metin. Böyle bir metin ancak bir ülkenin M.E.B.’inin Türk olmayanlar tarafından zaptedilmesi durumunda hazırlanmış olabilir.
SONUÇ OLARAK: M.E.B.’in 9-10-11 ve 12. sınıflar için hazırladığı belirtilen Ortaöğretim Tarih Dersi Öğretim Programı başlığı ile yayınlanan bu metin, bir öğretim programı olma özelliğine sahip değildir. İçerik olarak Tarih değil de din tarihi anlatıyor gibi. (Onu da yanlış anlatıyor) 21.yy’da 15-18 yaşındaki gençlere uygulanmasının olumsuz sonuçlar yaratacağı, bu taslağın asla uygulanmaması gerektiği, hazırlayanlarla ilgili olarak da gereğinin yapılmasının doğru olacağı düşünülmektedir.
*Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitim Programları Bölümü